Her şeyin geçici olması… Bu gerçek bize biraz üzücü gibi gelse de, aslında ne kadar muhteşem bir şey. Hiçbir şeyin aynı kalamadığı bir dünyada herhangi bir acının, kötü sözün, hayal kırıklığının da aynı kalmayacağını bilmek huzur veriyor bana.
Hiçbir şeyin sabit olmadığını, her an her şeyin değişmekte olduğunu ve en nihayetinde fani olmayı kabul etmek neden bu kadar zor… Bazen kendime soruyorum: Neden bırakmak ve kabul etmekte zorlanıyor da ısrar etmekten yorulmuyoruz…
Bizim sıkıntıdan patladığımız, hayatın içinde sıkıştığımız zamanlarda kuşların ve böceklerin ve ağaçların kendi yaşam döngülerini yaşamak dışında bir derdi tasası olmaması ise umut veriyor bana. İçime biraz su serpiyor hiçbir şeyin aynı kalmayacağını bilmek… Ve bazı sorulara aklımla değil de kalbimle cevap vermeyi deniyorum.
Çünkü her zaman her konuda bir cevabı olan pek akıllı aklımdan da sıkılıyorum bazen. Hani bazen her şeye mantıklı bir açıklama bulurken bir anda suspus kalır ya o akıl. Ben de bazı zamanlar yaşadıklarıma ya da genel olarak hayatın zorluklarına bir açıklama bulmakta zorlanabiliyorum ve her şeyin gelip geçici olması dışında da “akla uygun” bir açıklama getiremiyorum.
Doğanın o eşsiz dönüşümünü düşünüyorum mesela, her sabah yeni bir güne uyanan ve güneş de çıksa yağmur da yağsa o düzen içinde yaşamını sürdüren bitkiler ve hayvanlar, şekil değiştiren bulutlar, yön değiştiren rüzgarlar ve her şey her zaman olması gerektiği gibi, her haliyle muhteşem değil mi… Hayatın tam içinde olduğunuz böyle bir an düşünün. Böyle anlar sizin de ruhunuza işlemiyor mu, sizin de ruhunuza ses vermiyor mu… Bana iyi geliyor bunları düşünmek.