Month: November 2006
Günün İçeceği
Koyu yeşil çay yaprakları önce minik, buruşuk, içine kapanık duruyorlar kavanozda. Sonra kaynayan suyun içinde fıkır fıkır oynarken buluyorum onları. Çay biraz daha demlensin diye altını kısıyorum ateşin. Bir dahaki sefere onlara da şans vereceğimi söyleyip beyaz çayla yaseminli yeşil çay kavanozlarını geri koyuyorum dolaba. […]
Özlem
Eflatun beyaz çiçekler getirdim ona. Kokulu karanfiller. Mis gibi kokuyorlar diye bayıldı. Öptü beni kocaman. Teşekkür etti sürekli. Sarı beyaz papatyalarla geldim, bazen de fulyalarla… Hepsini vazoya koyduk. Şarkı söyledik sonra. Unutulmuş şarkıları mırıldandık beraber. Hadi bana masal anlat dedi uyumadan önce. Masallardan da Külkedisi […]
Karlı Bir Akşam
Baharın geldiğini unutturacak kadar soğuk bir hava vardı dışarıda. Kar atıştırıyordu sabahtan beri. Avusturya’da bir dağ evinde, şömine başı sohbetindeydim saatlerdir. Papatya çayıyla başladığım ikindi çayı keyfine Café Cognac ile devam ediyordum. Ne çok şey anlatmıştım. Birine anlatmaya ihtiyacım olduğu için en çok. Uzun süredir […]
Bitti Demek İçin
Yeşilin en canlısına boyanmış çimenler, yolda gördüğüm tüm su kanalları, minik pencereler, kopkoyu gökyüzü ve açıklarda yanıt arayan balıkçı ağları… Bu sessiz kara parçası bizi yakınlaştırmak yerine iyice yabancılaştırmış. Yurdundan uzakta olmak bağları güçlendireceğine hepten koparmış. O beni çoktan bırakmış da söyleyecek gücü yokmuş. Hiçbir […]