Hayata Dair

Küçük şehire selamlar

Kafanı dağıtmak ve uzaklaşmak istediğinde:

Alışık olmadığın bir havaya uyanmak, tanımadığın sokaklarda yürümek, bir anda ihtiyacın olan herhangi bir şeyin (bir ip parçası, paket lastiği ya da şeffaf bant) evde olmaması ve benzeri şeyler iyi geliyor insana. Evden getirdiğin tek tük eşya ile gözün gibi baktığın birkaç parça özellikli aksesuar var sadece. Kesinlikle göz yormuyor, ek iş çıkarmıyor. Televizyonda alışık olduğun Netflix dizilerini izlemek hayal. Burada Internet olmadığı gibi telefon bile az çekiyor. Oh daha iyi ya! Akşam kitap okuyabilirsin, ayaklarını havaya dikip dinlenebilirsin, sessiz oturabilirsin ya da sevdiğin şeyi yapıp telefonundan yeni müzikler keşfedebilirsin. Dışarı çıkıp akşam yürüyüşü yapabilirsin. Ardından markete uğrayıp acele etmeden uzun uzun rafların önünde dikilebilirsin. Markette kasaya geçen kızı ya da sakız sorduğun adamı tanımıyor olabilirsin ya da pazara giderken camın önünden geçen teyzeyi ve robot süpürge sesine dönüp hayretle izleyen amcayı da. İlk kez geldiğin bir yer olmasa da yerleşiklik için henüz yenisin. Yabancısısın buranın. Araba plakan en başta ele veriyor zaten seni. Nasıl yapmalı etmeli de ondan kurtulup buralı olmalı. Elbet, bir yolunu bulacaksın, inanıyorum. Yabancı olmanın tadını çıkar. Sana diyebileceğim bu şimdilik. Tanımasan da güler yüzle yanıt veren kasiyere teşekkür et, mahallenin kasabını ve iyi simit yapan fırınını komşuya sor mutlaka, dışarı çık, içerde otur, ne yaparsan yap, tadını çıkar. Bir gün ya da iki ve belki daha fazlası. Ne kadar yaşarsan o kadar iyi gelecek sana burası. Yakında görüşmek üzere, şehir insanı!

VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 0 (from 0 votes)
Share

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

* Copy This Password *

* Type Or Paste Password Here *