Bu satırları Bodrum’da ismini bile bilmediğim bir sokakta,
bulutların ve zeytin ağaçlarının gölgesinde,
klasik müzikle mest olmayı hatırlamış,
su şırıltısının dinlendirici etkisine kapılmış,
önümde dergi ve kitap, içimde huzur ve aşk,
ardımda daha çok kitap, çokça şiir,
karanlıktan aydınlığa çıkmış gibi gözlerim kocaman olmuş,
hayallerim bu oyuncak atın terkisine atlayıp Binbir Gece Masalı anlatmış,
çocuklar – o masum sessiz yürekler de – hep o masalları dinleyerek büyümüş gibi,
öyle sade, öyle kendim, bir ben, çok ben, hep sevgiyle yazıyorum.
Yeri geldi küstüysem sebebi var,
susup beklediysem, anlamayıp düşündüysem,
hissedip de zamana bıraktıysam,
umut ettiysem,
olmayınca dağlandıysam,
havalara uçmasını da yere düşüp paramparça olmasını da bildiysem – var elbet bir sebebi.
Hep aşk’tan değil mi bu kalbin kalemi
Hep özlem’le yanmaz mı tutuşmaz mı elleri
Hissetiysem, açtıysam kapıyı bir nedeni var
Acıdıysa, kanadıysa hatta
Yine de iyi ki, iyi ki, diyesim var.
Kocaman kalpli minik kıza mektup,