Gönül İşleri, Hayata Dair

Papaz eriği

Aşk… papaz eriği gibi olmalı Sulu sulu kütür kütür Yeşili patlayacak kadar canlı Buzdolabından çıkınca üstünde çiğ taneleri İlk ısırdığında çıt etmesi – o çıtırtı var ya – kalbinin çarptığı bir yıldızın çıkarabileceği en hafif fısıltı ya da en içten göz kırpışı olmalı İçine akan sulu serin lezzeti dişlerini kamaştırıp yüreğini ısıtmalı Aşk… can eriği… Read More Papaz eriği

Share
Hayata Dair

Tesadüf

İçimdeki evreni seviyorum. Durup dururken ayağa kaldıran bir sesi var onun. Alıp başını gitmiş bir sevdayı bile geri çağıran bir şarkı gibi.   İçime doğan şeyleri yaşadığım için şükrediyorum. Görmek istedim ve gördüm. O ufacık zaman diliminde saniyelerde kesiştik, bu kadar hissetmeme rağmen hazırlıksız, apansız karşılaştık. Gözlerin içine bakmayı seviyorum, mesafeyi de ilgi ve merakı… Read More Tesadüf

Share
Hayata Dair

Minik sincabın hikayesi

Artık saklanma, çık dışarıya, dedi minik sincap. Kime ne faydası var ki bu ağaç kuytusunda gizlenmenin. Orman alabildiğine uzuyor bak, özgür bırak, sınırların kendine olmasın artık, yalvarırım. Hem o kaçtığın süvariler var ya, bana kalırsa çoktan unutmuşlardır seni. Bu gizemli ormanda oyuncak mı yok onlara… Uzun burunlu cüceler mi dersin, siyah şapkalı hokkabazlar mı… Sihirli… Read More Minik sincabın hikayesi

Share
Gönül İşleri, Hayata Dair

Bir Merkür retrosu aldı götürdü seni benden…

Burda, sadece bu anda. Nefes alırken burun deliklerimde havanın titreşimi. Yeşil ışık yanınca hareketlenen cadde trafiğinde araba lastiklerinin asfalta çarparken sesle hızın havada bıraktığı tuhaf hırıltı. Bisiklet zilinin çınlaması. Dinlediğim o en güzel şarkı. Dalların altında oturduğum palmiyenin rüzgarda kıpırdanışı. Söğütün dallarındaki serçenin şıkırtısı. Burda ve bu anda. Çimlere atılmış katlanır sandalye üstünde bir ben.… Read More Bir Merkür retrosu aldı götürdü seni benden…

Share