Recent Posts
…
Ne desem boş dediğim bir çağda doğduğumu düşünüyorum bazen. Beni sanki uzaylılar getirmiş bırakmış da dünyalıların zihin yapısını anlamaya çalışmaktan kafayı yiyecekmişim gibi geliyor. Daha neler… dediğim ne varsa sürekli yaşanıyor çünkü. Ve inandığım değerlerden çok uzakta varlıklar yönetiyor ya da kuruyor bu düzeni.Tabii ki […]
Alacakaranlık
Dokunmak mı zordu, yoksa bağlanmak mı? Belki de bağlanmadan değdiği tenlerle dokunmuş bir hayattı onunkisi. Kimseyle konuşmadığı sırları olan ve aynı zamanda dünyaları yaratmış gibi caka satan bir tuhaf yalnız adam. Unutamadığı bir parfüm kokusu gibi içini saran; ama asla itiraf edemeyeceği bir sevdaya sığınan. […]
doğanın izleri
Şehrin göbeğinde doğanın izini sürmeye devam… Elimizde şimdilik bu var ne de olsa.Bu sabah, ağaçların arasında dolaşırken kızıl kahve yapraklardan birini beğenip kendime sakladım. Bugünkü hediyem bu olsun sana Nilly, diyerek yürürken aylar önce kapanmalı bir haftasonu elimde tuttuğum kalp şeklindeki mini kartopunu hatırladım. Kar […]
Bazı şeyler
Bazı şeyler değişir, bazıları da aynı kalır. Değişen de aynı kalan da lazımdır. Bazı günler uykudan ayrılamaz, bazı günler alarm çalmadan fırlarsın. Bazı geceler dileklerin dolunaya sarılır, turuncudan ala çalan bir gün batımı boyarsın. Bazen hava serinler, karayelden poyraza çalarsın. Yağmurdan kaçarken dolu yağar ve […]
yaşamın gerçek hali
Samimiyeti köşe bucak aradığın zamanlarda tüm yollar o sessiz dağ evine çıkıyor. Ne kadar az şeye ihtiyacın var aslında, hava gibi, su gibi… Önemli değil aslında hiç kimse, hiçbir şey, hiçbirimiz… Ne zaman unuttuk, ne zaman hatırlayacağız, ne kadar vaktimiz kaldı, bilmiyoruz… Vadinin ortasında başına […]