Ben buradayım, bana bakın diyen bir kadını her yerde tanırsınız; ama bu kadını en yakından tanıyan ancak bir başka kadın olabilir.
Abartılı pırıltılarıyla içeri giriyor. Bu gezegende ilk günü; ama kimin umurunda. Etrafı görmeye değil; kendini göstermeye ihtiyacı var asıl. Ahulu gözleri erkek cinsini efsunlarken, beline kadar uzayan saçları parfümünün esintisini yayıyor.
Ertesi gün, herkesin görür görmez kafasını çevirip bakacağı cinsten bir mini modelle giriyor içeri. Etek nerede başlıyor nerede bitiyor belli değil. İkide iki, doğru yolda kızımız. Mesajlar verildi, tarz ortaya kondu. İsmine sıfatlar ve tamlamalar da eklendiğine göre kimliğini pekiştirmeye devam edebilir günbegün.
Bir kadının yaratmak istediği bir imaj varsa bunu yüzüne sözüne yansıtmadan giyimiyle bile yapabilir. Düzenli şekilde bu mesajı veriyor olması kâfidir. Ne fazla ne eksik. Mesajın hedefi erkektir erkek olmasına da bu mesajı en doğru ve çabuk şekilde algılayan yine bir kadın olur.
Kadın, yarattığı imajla erkek için seyirlik bir şaheser iken başka bir kadının belleğinde bin bir senaryo canlandıran bir vampirella olabilir. Ne de olsa on kadından istisnasız dokuzu böyle bir kadını görür görmez giyim tarzının, gösteriş ve cakasının dedikodusunu yapacaktır. Kimi bacaklarına laf edecektir, kimi ayakkabısına, kimi etek boyuna, kimi bakışlarına. En kendi halinde olanı bile en azından bakışlarını, ses tonunu ya da el sıkışını beğenmeyecektir. Her birinde bin bir sataşma gülümsemeyle maskelenecek, yüzüne hiçbir şey belli etmemeye çalışıp fiskoslar arkasından sıralanacaktır.
Kim ne derse desin bir kadın gösteriş ve seksapalite dozu yüksek bir imaj sergilemek isterse bunu kolaylıkla başaracak, girdiği her ortamda beylerin seyredişlerine muhatap olacaktır. Okul, iş, davet fark etmez. Ahu bakışlı kadın iş yerindeyken de minimum ikişerli gruplarda öbeklenen erkeklerin fısıldaşıp sırıtmaları doğal karşılanmalıdır. Koridorda yürürken, müdürü çağırdığında, yerinden kalkarken ya da fotokopi çekerken bile bu kadın “ben buradayım, bana bakın” demektedir. İş yerinden ayrılsa bile efsanesi kalan nice Ahu’lar yer karolarını yüksek topuklarıyla inletmiştir. Moda, kadını baştan yaratırken, iş dünyası da yeni moda akımlarıyla nasıl başa çıkacağını düşünmektedir. Eskisi gibi döpiyesler değil pırıltılar, şıkırtılar, transparanlar, danteller, üstüne de belli belirsiz frikikler, çaktırmadan dekolteler, zımbalar, zincirler ve deriler…
Peki bu femme fatale kadına tırnak çıkaran diş bileyen diğer kadınların derdi nedir?
Bence kadınların önemli bir kısmı bir ikileme fena halde kapılmış durumda. Bu da güzellik ve beyin çatışması. (Ki bunu başka bir yazıda daha ayrıntılı yazmak istiyorum.) Fiziksel özellikleriyle değil de aklı, çalışkanlığı, yetenekleri ile takdir edilme ihtiyacı ve dış görünümü ön planda olursa ciddiye alınmayacağı düşüncesi.
Bu derin mesele dışında da çok basit bir diğer gerçek ise giyiminden kuşamından bakışından konuşmasından bunu zerre kadar sezdirmeyen kadının bile erkek tarafından iltifat almaktan, beğenilmekten ve özellikle de seksi bulunmaktan memnuniyet duyması. Bir kadının ufacık bir anda bir göz süzüşle ya da kırk yılda bir makyajında ya da kıyafetinde yaptığı ufak bir değişiklikle bile o beğeniyle karşılaştığı an mucizevîdir. En sadesinden en frapanına her kadının efsunlu ve alev alev bir dişiye dönüşebileceği bir an vardır. Güzel görünmek ve şıklıktan da kolay kolay gocunulmaz. Amaaa… Birçok kadın sürekli “ben buradayım bana bakın” diyen bir hatunun bu kadar prim yapmasına katlanamaz işte, bu kadar basit. Herkesten rol çalan bu “ben buradayım kadını” da çoğu zaman:
– Dürüst ve samimi bulunmaz.
– Elde etme güdüsü ve hırslarıyla anılır.
– Kendisi dışında kimseyle doğal bir empati kuramaz, içten davranamaz.
– Kadınlara karşı mesafeli ve soğuk olduğu kadar erkeklere karşı sokulgan ve güler yüzlüdür.
– Onu eleştiren kadınların tersine, girdiği her ortamda fiziksel özelliklerinin öne çıkmasından hiç gocunmaz.
– Dış görünümü için sıkı bir disiplin içinde çalışır, çokça vakit ve genellikle yüklü paralar harcar.
Dedim ya, ben buradayım, bana bakın diyen bir kadını her yerde tanırsınız; ama bu kadını en yakından tanıyan ancak bir başka kadın olabilir. Çünkü her kadın tuhaf sezgileriyle o kadının içini şıp diye okur.
Ben buradayım, bana bakın,
Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/nilhanf/public_html/wp-content/plugins/gd-star-rating/code/blg/frontend.php on line 705
Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/nilhanf/public_html/wp-content/plugins/gd-star-rating/code/blg/frontend.php on line 574
Seksi olmak güzel ama çok ince bi ayrım var bence seksapelitede. Bayağılaşmadan bunu yapan başım üstüne. Ama ayar kaçınca tuhaf görüntüler ortaya çıkabiliyor.